İçeriğe geç

Sürekli sakatlık ne demek ?

Sürekli Sakatlık: Kırık Dökmek Mi, Yoksa Hayatın Doğal Bir Parçası mı?

Hadi, dürüst olalım: Kimimiz, sabah yataktan kalkarken bir “ağrım var” diye mızmızlanırken, kimimiz de ayakkabıyı bağlarken dizini sağa sola büküp “Neden benim başıma gelir ki?” diye sorarız. Sürekli sakatlık, aslında hayatın en tuhaf ama bir o kadar da komik yanlarından biridir. Özellikle de biz her şeyin sorumluluğunu taşıyan (ama ne zaman düşüp sakatlansak evdeki en fazla “hadi geçer” cevabını alan) insanların. Ya da spor salonunda halledemediğimiz birkaç hamle yüzünden “Kasım sakat, bacak çökük, vücut bitik!” diyen o arkadaşlar var ya… İşte bu yazı onlara!

Evet, sürekli sakatlık, bazen o kadar alışkanlık haline gelir ki, ilk başlarda “Allah belamı versin, bir daha yapmam!” dediğimiz şeyleri, birkaç hafta sonra tekrarlayabiliyoruz. Ama gerçekten sakatlık da bir yaşam tarzı olabilir mi? Hayatın her anında bir şekilde vücudumuzla imtihan oluyoruz ve bu bazen “Aa, ben bunu yaptım mı?” sorusunun cevabını bulmamıza yol açıyor. Her şeyin bir açıklaması olduğu gibi, sürekli sakatlık olayının da kadın ve erkek bakış açılarına göre farklı yönleri var.

Sürekli Sakatlık ve Erkekler: Çözüm Var, Ama Hala Hamle Yapamadık

Erkeklerin sürekli sakatlık konusundaki yaklaşımını anlamak aslında çok basit: Çözüm odaklı, stratejik ve çoğu zaman “Kısa bir dinlenme yeter, devam ederim” şeklinde. Evet, o ilk baştaki acıyı hissettikleri anda bile “Buna biraz soğuk kompres yeter, başlarım top oynamaya yine” diyebilirler. Sonra, yaklaşık 10 dakika sonra sanki bir omurga yerinden çıkmış gibi yürürken görürsünüz, ama yine de “Biraz dinlendim, bitti” diyerek o maçı ya da futbol maçını bitirirler. Çünkü önemli olan, çözüm odaklı bir yaklaşım sergileyebilmek.

Ve tabii ki, erkeklerin en çok başvurdukları yöntemlerden biri de “Yok, iyiyim, geçer” demek. Gerçekten geçer mi? Bazen evet, bazen de “Bu bir ay sürer, ama mesele bende değil!” diye içinden geçirirler. Ama önemli olan, sakatlıkla yaşamaya alışmak. “Bunu geçici bir şey olarak kabul et, biraz da rahatla, sonra her şey yolunda” yaklaşımı erkeklerin sıklıkla benimseği felsefelerinden birisi.

O yüzden erkeklerin sürekli sakatlıklarla ilgili yaklaşımını düşündüğümüzde, “Yani çok büyük bir şey değil” dedikleri o ufak sakatlıklar çoğu zaman aslında büyük bir felakete dönüşebilir. Ama onlar bir şekilde bu sakatlıkları hızlıca atlatırlar. (Veya belki de atlatmış gibi yaparlar, kim bilir?)

Sürekli Sakatlık ve Kadınlar: Empati, İlişkiler ve Acıyı Paylaşma

Şimdi gelelim, kadınların sürekli sakatlıkla olan ilişkiye. Kadınlar, bir sakatlık anında sadece fiziksel acıyı değil, o acıyı yaşayan kişiyle olan ilişkilerini de düşünürler. “O acıyı nasıl yaşadın, kimse seni uyandırdı mı? Şu bacağı çok yükseğe kaldır, belin ağrır sonra” gibi uyarılar, kadınların doğal empatilerini ortaya koyar. Kadınlar, sakatlıkla birlikte yaşadıkları süreci sadece çözüm odaklı değil, duygusal olarak da anlamaya çalışırlar.

Örneğin, kadınlar genellikle sakatlıklarını başkalarına anlatırken, bir çözüm önerisi sunmazlar. “İyi misin?” diye sorarak, aslında sakatlık durumunun hem fiziksel hem de duygusal yansımasını sorgularlar. Yani, kadınlar için sürekli sakatlık bazen bir vücut problemi olmaktan çok, “Hadi biraz da moral verelim” durumuna dönüşür.

Kadınlar, sakatlıkların uzun vadeli etkilerini düşünürler. Çünkü bir sakatlık sadece bir ağrı değil, aynı zamanda “Bu acıyı kimse anlamaz mı? Bu adaletli mi?” gibi sorulara yol açabilir. Kadınların sakatlık konusundaki düşünceleri, bazen hem şefkatli hem de o kadar derindir ki, insanlar hemen iyileşene kadar bir destek beklerler. Bu, onların sosyal bağ kurma biçimlerinden birisi.

Hadi Şimdi, Yorumlarınızı Bekliyoruz: Sürekli Sakatlıkla Nasıl Başa Çıkıyorsunuz?

Her birimizin hayatında, ufak tefek kazalar ve sakatlıklar dönüp dolaşan, bazen de alışkanlık haline gelen olaylardır. Kimimiz bunları çözüm odaklı bir şekilde geçiştirirken, kimimiz duygusal açıdan “Aa, ne kadar kötü, hadi sana moral vereyim” diyerek toparlamaya çalışıyoruz. Peki, siz sürekli sakatlık konusunda ne düşünüyorsunuz? Kendi başınıza gelen sakatlıkları nasıl çözüme kavuşturuyorsunuz? Kadınlar ve erkekler arasındaki bu farkları ne kadar hissediyorsunuz? Yoksa siz, “Evet, sakatlık işte, sonuçta hepimiz insanız!” diye mi bakıyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyoruz!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort bonus veren siteler
Sitemap
holiganbet girişholiganbet girişcasibomcasibomilbet güncel giriş